Kastamonu’da 1943 yılında yaşanan depreme benzer bir felaketi yaşama olasılığının yüksek olduğunu belirten Kastamonu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Bilgehan, gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğinin altını çizdi.
Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda 1-7 Mart Deprem Haftası etkinlikleri kapsamında "Kastamonu'nun Depremselliği ve Kuzey Anadolu Fay Hattı" konulu konferans düzenlendi. Konferansa, Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Mehmet Yurt, İl Jandarma Komutanı Albay Zafer Özden, AFAD personeli ve az sayıda vatandaş katıldı.
Deprem ve binalar ile yaptığı çalışmalar ile adından söz ettiren Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Bilgehan, Üniversitemizi temsilen düzenlenen konferansa katıldı. Prof. Dr. Bilgehan konferansta yaptığı konuşmada merkez üssü Marmara olan bir deprem beklediklerini söyledi. Olası depremin birçok kenti etkileyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Bilgehan, bu depremin Kastamonu’yu da etkileme ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti.
"Deprem değil kötü inşa edilmiş binalar insanları öldürür"
Depremin normal bir doğa olayı olduğunu ve depremin değil kötü inşa edilmiş binaların insanları öldürerek bir afete dönüştüğünü söyleyen Prof. Dr. Bilgehan, kuralına uygun yapılmayan binaların Hatay’daki gibi can aldığının altını çizdi. Kastamonu’nun güneyinden geçen Kuzey Anadolu Fay hattının büyük bir tehlike taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Bilgehan, 1943 yılında olan Tosya-Ladik depremi hakkında şunları söyledi: “Bu fay üzerinde meydana gelen 26 Kasım 1943 yılında Tosya-Lâdik depremi Kastamonu'yu önemli ölçüde etkilemiştir. 1943 yılında çok büyük bir deprem olmuş. Zaman geçtikçe buna benzer bir depremi yaşama olasılığımız da yükseliyor demektir. Kastamonu da Türkiye'nin birçok ilinde olduğu gibi yüksek deprem riski altındadır. Zaten artık Türkiye'de deprem riski sıfır olan hiçbir yer kalmadı. Artık her yer deprem bölgesidir. Bazı ölü faylar var. Bakıyorsunuz diriliyor. Bir bakıyorsunuz bu faylar deprem üretmeye başlıyor. O yüzden Türkiye'nin her tarafı deprem riski taşımaktadır.”
Depremin zararlarını azaltmaya yönelik önlemler kapsamında yapılan her çalışmanın kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bilgehan, kuralına uygun şekilde dönüştürülen her binanın kurtarılan can olduğunun altını çizdi. Ayrıca Prof. Dr. Bilgehan, “Yıkılma ihtimali yüksek olan binaları dönüştürdüğümüz zaman hazırlıklı olacağımızı söyleyebilirim. Yeni yapılan binaların yönetmeliğe, denetime uygun yapılması gerekiyor. Mevcut binaların ise depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kastamonu AFAD İl Müdür Yardımcısı Dr. Suat Tüfekci ise 1943 yılında Tosya-Ladik depreminde Kastamonu, Çankırı, Çorum, Amasya, Samsun, Tokat, Sinop ve Ordu'da toplamda 1071 canın gittiğini ve çok sayıda hayvanın telef olduğunu söyledi.