Kastamonu Üniversitesi, Uluslararası Müzeler Günü dolayısıyla anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Kastamonu Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen konferansta, ülkemizin önde gelen arkeologlarından Prof. Dr. Fahri Işık, Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda akademisyenler ve öğrencilerle bir araya geldi.
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü ile Kültürel Miras Öğrenci Topluluğu tarafından organize edilen konferansa; Fakülte Dekanı Prof. Dr. M. Serhat Yılmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü M. Kerem Seven, Vakıflar Bölge Müdürü Halil Alper, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından, Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hatice Asena Kızılarslanoğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı.
Etkinliğin davetli konuşmacısı Prof. Dr. Fahri Işık, konuşmasında Anadolu’nun tarih öncesi halklarından Luviler üzerinden coğrafyanın uygarlık tarihindeki önemine dikkat çekti. Çağdaş uygarlığın kökenlerini anlayabilmenin, insanlık tarihinin ilk medeniyetlerini doğru okumakla mümkün olabileceğini ifade ettiği konuşmasında, Batı merkezli tarih anlatılarının Anadolu uygarlıklarını çoğunlukla görmezden geldiğine işaret etti. Antik Yunan medeniyetinin temellerinin de aslında Anadolu’da atıldığını belirten Işık’ın bu görüşünü, Batı Anadolu’da yapılan arkeolojik kazılarla desteklediği aktarıldı.
Işık’ın konuşmasında, arkeolojinin yalnızca geçmişi ortaya çıkarmakla kalmadığı, aynı zamanda geleceğe kimlik kazandıran bir disiplin olduğu vurgusunun öne çıktığı belirtildi. Kültürel mirasın tanınmadan sahiplenilemeyeceğine değinen Işık’ın, gençlere ve topluma Anadolu’nun tarihine sahip çıkılması yönünde çağrıda bulunduğu kaydedildi.
Konferansta ayrıca, Prof. Dr. Fahri Işık’ın arkeolojik veriler ışığında İyonların yerli bir Anadolu halkı ve hatta Luvi kökenli oldukları sonucuna ulaştığını dile getirdiği ifade edildi. Milattan önce 1200-800 yılları arasında oluşan Atina mitlerinin ve Herodot anlatılarının Batı Anadolu’yu “Helen Yurdu” olarak tanımladığını, bu yaklaşımın ise uzun süre sorgulanmadan kabul gördüğünü belirten Işık’ın, arkeolojik bulguların bu anlatılara farklı bir bakış açısı kazandırdığına işaret ettiği aktarıldı.
Konuşmasında Batı’nın tarihsel sahiplenme anlayışını eleştirdiği kaydedilen Işık’ın, Bergama’dan Almanya’ya götürülen Zeus Sunağı gibi anıtsal mimari örneklerin benzerlerinin Anadolu’da çok daha önce görüldüğünü ve ızgara planlı kentleşmenin de bu coğrafyada başladığını belirttiği ifade edildi.
Tarih boyunca Anadolu uygarlıklarının emeklerinin sömürüldüğüne dikkat çeken Işık’ın, Atina’nın sadece İyonları değil, bu halkın sanatını, felsefesini ve yazısını da kendine mal ettiğini savunduğu aktarıldı. Işık’ın, Dor sütunlarından heykellere kadar birçok kültürel unsurun Anadolu ve Mısır kökenli olduğunu ifade ettiği, günümüzde kullanılan Yunanca'nın bile İyonya’da şekillenmiş bir dil olduğunu dile getirdiği belirtildi.
Etkinliğin sonunda katılımcıların, Prof. Dr. Fahri Işık’a teşekkür ederek Anadolu uygarlıklarına dair yeni bakış açıları kazandıklarını dile getirdikleri bildirildi.
Programın sonunda Dekan Prof. Dr. M. Serhat Yılmaz tarafından Prof. Dr. Fahri Işık’a plaket takdim edildi. Toplu fotoğraf çekiminin ardından program son buldu.