Kastamonu Üniversitesi’nde Türk Dünyası Gençlik Konseyi Topluluğu tarafından 27 Şubat 2025 tarihinde Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda “Karabağ Sorunu ve 33. Yıl Dönümünde Hocalı Katliamını Anma Programı” düzenlendi.
Moderatörlüğünü İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Can Ceylân’ın yaptığı programda İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Namig Musali, “Türkmençay Antlaşması’ndan Günümüze Karabağ Sorununun Tarihi ve Hocalı Katliamı” başlıklı konuşmasıyla İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Elşan İzzetgil ise “İkinci Karabağ Savaşı’nın Türkiye-Azerbaycan, Bölgesel ve Küresel İlişkilere Yansıması” başlıklı konuşmasıyla katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Can Ceylân, Doç. Dr. Can Ceylân, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna gelinen bu dönemde, özellikle Gazze’de yaşanan olaylara dikkat çekerek, burada bir insanlık dramının yaşandığını ifade etti. Bir can kaybının dahi büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Ceylân, bu tür olayların insanlık açısından derin yaralar açtığını belirtti. Ayrıca, Türkiye ile Azerbaycan’ın “tek millet, iki devlet” anlayışıyla birbirine bağlı olduğunu dile getirerek, Türk soydaşlarının yaşadığı acıların unutulmaması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğine dikkat çekti. Bu doğrultuda, konunun uzmanlarından bu meseleleri dinlemek istediklerini söyledi.
Doç. Dr. Can Ceylân’ın açılış konuşmasının ardından söz alan Prof. Dr. Namig Musali, artık Karabağ sorununun ortadan kalktığını vurguladı. Karabağ’daki sorunun, 1828 yılında Rusya’nın bölgeyi işgal etmesiyle başladığını ifade eden Musali, Rusya’nın, Azerbaycan ile Osmanlı arasındaki bağı koparmak amacıyla Ermenileri bu bölgeye yerleştirdiğini belirtti. Zamanla silahlanan Ermenilerin saldırıya geçtiğini, buna karşılık Azerbaycan halkının da örgütlenerek kendini savunduğunu dile getirdi. Ayrıca, günümüzde Ermenistan sınırları içinde kalan bazı bölgelerin geçmişte Azerbaycan’a ait olduğunu hatırlattı.
Hocalı’nın stratejik önemine değinen Musali, burada gerçekleşen soykırımda birçok insanın öldüğünü, esir düştüğünü ve sakat kaldığını aktardı. Son olarak, Eylül 2023 itibarıyla Karabağ’ın Ermenilerden tamamen geri alındığını ve bölgedeki Rus askeri varlığının sona erdiğini belirtti.
Dr. Öğr. Üyesi Elşan İzzetgil, Karabağ Sorunu’nun tarihsel sürecine değinerek, 1922 yılında uluslararası örgütlerin sürece dahil olduğunu ve sorunun çözümü için Birleşmiş Milletler öncülüğünde Minsk Grubu’nun oluşturulduğunu belirtti. Minsk Grubu’nun eş başkanlarının ABD, Fransa ve Rusya olduğunu ifade eden İzzetgil, bu ülkelerin Ermenistan’a destek verdiğini vurguladı. Minsk Grubu’nun girişimleriyle 1994 yılında tarafların ateşkese yönlendirildiğini ve Bişkek Protokolü’nün imzalandığını hatırlatarak, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri almak amacıyla barış sürecine ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Ancak 30 yıl süren müzakerelere rağmen Ermenistan’ın uzlaşmaya yanaşmadığını belirtti.
İkinci Karabağ Savaşı’nın bölgesel ve küresel etkilerini ele alan İzzetgil, 2016 yılında dört günlük bir çatışmanın yaşandığını, Azerbaycan’ın stratejik öneme sahip Leletepe’yi ele geçirdiğini, ancak bunun Ermenistan’ı daha da saldırgan hale getirdiğini söyledi. 2020 yılında Ermenistan’ın Karabağ ile ilgisi olmayan Tovuz’a saldırarak 12 Azerbaycanlı subayın şehit olmasına neden olduğunu belirten İzzetgil, bu durumun büyük tepki çektiğini ve Azerbaycan ordusunun stratejik bir hamleyle 10 bin kilometrekareden fazla toprağını geri kazandığını aktardı.
Doç. Dr. Can Ceylân, bu tür anma programlarının çoğalmasının yanı sıra, Türk Dünyası Olimpiyatları ve Turan Kupası gibi sportif faaliyetlerin bölgede barış ve istikrarı daha kalıcı hale gelmesinde katkı sağlayacağını belirtti.
Katılımcılardan gelen soruların cevaplanmasının ardından program, konuşmacılara belge takdim edilmesi ve fotoğraf çekimi yapılmasıyla son buldu.